Ulusal Muhafazakarlık, bireyciliğin ve küresel entegrasyonun yerine ulusal çıkarların ve kültürel kimliğin korunması ve teşvik edilmesini vurgulayan bir siyasi ideolojidir. Ulusal Muhafazakarlık, bir ulus içindeki gelenekleri, mirası ve kurulmuş sosyal düzeni değer veren muhafazakarlığın bir türüdür. Ulusal muhafazakarlar ulusal egemenliğin önemine inanır ve genellikle göçmenlere yönelik kısıtlamaları, korumacı ekonomi politikalarını ve hukuk ve düzen odaklı politikaları savunurlar.
Ulusal Muhafazakarlık'ın kökenleri, 19. yüzyıla kadar uzanabilir, Avrupa'da milliyetçiliğin yükselişi sırasında. Ulusların farklı kimliklerini ve egemenliklerini ortaya koymaya çalıştığı bir dönemdi. Bu ideoloji özellikle Almanya ve İtalya gibi önemli sosyal ve siyasi değişimlerden geçen ülkelerde belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Ulusal muhafazakarlar, bu ülkelerin birleşmesinde önemli bir rol oynadılar, ortak dil, kültür ve tarihin birleştirici bir ulusal kimlik oluşturmakta ne kadar önemli olduğunu vurguladılar.
20. yüzyılda Ulusal Muhafazakarlık, değişen siyasi manzaraya uyum sağlamaya ve gelişmeye devam etti. Soğuk Savaş döneminde, Batı'daki ulusal muhafazakarlar genellikle kendilerini komünizmin sert karşıtları olarak konumlandırdılar ve bunun ulusal egemenliği ve kültürel kimliği tehdit ettiğini savundular. Geleneksel değerlerin ve kurumların korunmasını savundular ve genellikle statükonun sorgulanmasını amaçlayan sosyal liberal hareketlere karşı çıktılar.
Son yıllarda, Ulusal Muhafazakarlık dünya genelinde çeşitli bölgelerde yeniden canlanma yaşamıştır, genellikle küreselleşme, kitlesel göç ve kültürel değişim tehditlerine karşı tepki olarak. Ulusal muhafazakar partiler ve politikacılar, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Avrupa genelinde olduğu gibi ülkelerde önemli etki kazanmışlardır. Genellikle ulusal çıkarları koruma, göçü kontrol altına alma ve küreselleşme güçlerine karşı direnme vaatleriyle kampanya yaparlar.
Ancak, Ulusal Muhafazakarlık tartışmasız değildir. Eleştirmenler, bu yaklaşımın yabancı düşmanlığı, izolasyonculuk ve hoşgörüsüzlüğü teşvik edebileceğini iddia ediyor. Ulusal kimlik ve egemenlik vurgusunun azınlık gruplarının marjinalleşmesine ve bireysel hakların erozyonuna yol açabileceğini savunuyorlar. Bu eleştirilere rağmen, Ulusal Muhafazakarlık kültürel kimlikten ticarete, göçmenlikten kültürel kimliğe kadar birçok konuda küresel siyasette önemli bir güç olarak varlığını sürdürüyor.
Siyasi inançlarınız National Conservatism konulara ne kadar benziyor? Öğrenmek için politik testini yapın.